Dolardaki düşüş kalıcı olacak mı?

Dolarda oynaklık maksimum seviyede. Merkez’in çabasıyla 3.94 TL’lik zirveden dönen dolar, 3.72’ye çekildi. Kalıcı fren için talebi soğutmak şart. Bu da artış beklentilerinin kırılmasına bağlı

Abone ol
Abone ol Haberi dinle

Piyasalar 2017’ye oldukça hareketli girdi. Yılın ilk aylarındaki yoğun Gündem, şirketlerin ve kurumların pozisyonlarını yeninden gözden geçirmelerine neden olurken, vatandaşın da enflasyon karşısında korunma kaygısını artırdı. Beklentiler güçlü para birimlerinde yükselişin devamına yol açtı. Zaten baskı altında olan gelişmekte olan ülkelerin para birimleri içerisinde Türkiye en fazla olumsuz ayrışanlar arasında yer aldı. Öyle ki yıla 3.52’den başlayan dolar 11 Ocak’ta 3.94’ü test etti. Saniyeler içerisinde değişen fiyatlar her yukarı doğru gidişinde daha fazla kişiyi arkasında sürüklemeye başladı. Kurun yükselişini devam ettireceğine dair yükselen algı, şirketlerin de döviz açıklarını kapatmaları konusunda daha tedbirli harekette bulunmasına neden oldu. Dolarla birlikte euro (4.12 TL) ve altın da (gramı 150 TL) yükseldi. Haftanın son iki günü ise Merkez Bankası, sahaya indi ve alınan önlemlerle gevşeme yaşandı.


Alım fırsatı mı?


Yaşanan hızlı yükseliş ardından gelen geri çekilme sonrası şimdi tasarruf sahipleri dolar kurundaki düşüşün kalıcı olup olmadığını anlamaya çalışıyor. “Dolardaki geri çekilme bir alım fırsatı mıdır?” diye soruyor.


Düşüşün kalıcı olması için her şeyden önce kurun yükselişini devam ettireceğine dair algının kırılması önemli. Şirketlerin ağustos ayında çevirmek zorunda oldukları borçları için şimdiden döviz açıklarını kapatmaya yönelmeleri bile bir bakıma kaygının boyutunu göstermesi açısından önemli. Şüphesiz böylesi bir yönelime girilmesi kur daha fazla yükseleceği endişesiyle açıklanabilir.


Söz konusu endişenin giderilebilmesi soyut telkin ve beklentilerin ötesinde somut adımları gerektiriyor. Her şeyden önce hem firmaların hem de girişimcilerin ekonomiye yönelik kaygıları geride bırakabilmesi önemli. Veriler ise bu noktada sorun olduğunu gösteriyor.


Ekonomik Güven Endeksi geçen yıl son beş yılın en düşük seviyesine geriledi. Bu endeks tüketici ve üreticilerin genel ekonomik duruma ilişkin değerlendirme, beklenti ve eğilimlerini özetleyen önemli bir gösterge. Yaşanan bu gerileme genel olarak piyasaların ekonomiye yönelik kaygılarının arttığını gösterirken güven sorunun ciddiye alınması ve rahatlamaya imkan verecek tedbirlerin alınmasını gerektiriyor.


Fitch, Trump,  Merkez kritik


Ocak ayının ikinci yarısı da yoğun geçecek. 20 Ocak’ta Trump görevi devralıyor.


24 Ocak’ta Merkez Bankası’nın açıklayacağı faiz kararı var.


27 Ocak’ta Fitch Türkiye’nin notunu açıklayacak.


Bu gelişmelerin hepsi fiyatlar üzerinde oynaklığa neden olabilecek önemli gelişmeler.


Fitch’in Türkiye’nin notunu düşürme ihtimali zaten bir süredir dillendirilirken beraberinde fiyatlanıyor. Ancak gerçekleşmenin etkisini ileriki süreçte göreceğiz.


Kararın olumsuz gelmesi beraberinde satış dalgasına zemin hazırlasa da orta ve uzun vadede iki kredi kuruluşundan tekrar yatırım yapılabilir ülke notu alınmasına yönelik her adım fiyatlara olumlu yansıyacaktır.


‘Ucuz fiyat’ alım getirdi


BIST 100 Endeksi dolar bazında  kurun zirve denemeleri neticesinde 20.136 seviyesine kadar geriledi. Olumlu haberlere gözünü çevirmiş olan yatırımcılar, Merkez’in bir haftalık repo ihalesi açmayarak dolara dolaylı müdahalesi neticesinde alıma yöneldi. Endeks gelen alımlarla 81.524’e çıktı. BIST 100 Endeksi, son bir haftada yüzde 5.73 değer kazandı.


Borsada yükselişi getiren, güçlü hisselerdeki alımlar oldu. Ereğli Demir Çelik’in bir haftada yüzde 17.2 değer kazanması, Halkbank hisselerinin yüzde 11.5, Vakıfbank’ın yüzde 7, Petkim’in yüzde 12 değer kazanması bist 100’e de sürpriz bir çıkış yaşattı.


Altın ihmal edilmemeli!


Altın, önümüzdeki iki, üç yıllık zaman diliminde yatırımcıların gözbebeği olmaya devam edecek. 150 TL’yi görerek 146 seviyesine gerileyen gram altında yaşanabilecek gerilemeler alım için izlenebilir. Dolarda geri çekilme yaşandığında altının ons fiyatının daha olumlu hareket ettiğini görebiliriz. Gram altın, riskler arttığında tercihler arasında olacak. Düşüşler alım fırsatı olabilir. 


Doların aynı hızda çıkışı sürdürmesi zordu!


Merkez Bankası’nın önlemleri sürdürmesi halinde doların 3.65’li seviyelere gerileme imkânı olabilir. Bu da piyasalara nefes aldıracaktır. Tedbirlerin kalıcı olmaması ya da piyasanın beklentisiyle yönünü yukarı çevirme olasılığını göz ardı etmemeli.


Veriler kurun aynı ivme ile çıkışını sürdürmesinin zor olduğunu gösteriyor. Yükselişler kadar dönüşlerin de çok sert olabileceği istatistiklerden gözlemleyebiliyoruz. Teknik olarak, mevcut seviyelerde doların düzelme gerçekleştirmesi şaşırtıcı değil. Uzmanların tahmin yapamaz hale geldiği bir noktada belirsizlik piyasaların en büyük düşmanı konumuna gelecektir.


Siyasi ve ekonomik olarak güçlü bir duruş sergilenmesi, yabancı yatırımcıların piyasaya giriş ve çıkışta herhangi bir sorunla karşılaşmayacaklarını bilmeleri, hukukun tam işleyeceğine dair güven, piyasadaki endişeyi kırmakta etkili olacaktır. Ekonomideki güven ortamının artması yıl içerisinde dolar kurunun 3.30’ların altının görülmesinin önünü açabilir. İkinci 6 ayda öngörülebilirlik artacaktır. 




Milliyet / Zeynep Aktaş

Kategoriler Ekonomi
Yorumlar