Markalara asırlık koruma

Türkiye'de hizmet sektöründe yüzyıllık iki markadan biri olan Deriş, çoğunluğu yabancı olmak üzere şirketler için sınai ve mülkiyet hakları konusunda 100 yıldır hizmet veriyor

Abone ol
Abone ol Haberi dinle

Deriş Patent ve Marka Acentalığı, hizmet sektöründeki sayılı yüzyıllık 2 markadan biri. 102 yaşındaki Deriş, çoğunluğu yabancı olmak üzere şirketler için Türkiye’de sınai ve fikri mülkiyet hakları konusunda hizmet veriyor. 


Yüzyıllık Markalar Derneği üyesi Deriş’in başında 4 kuşaktır bulunan aile üyelerinin hepsi avukat. Şirket, Celal Derviş Deriş tarafından 1912’de İstanbul’da genel hukuk amaçlı avukatlık yazıhanesi olarak kuruldu. Esas olarak ticaret hukuku ile ilgili konularda faaliyet gösteren büro, yıllar içinde fikri ve sınai mülkiyet sektörüne kayarak bu alanın gelişmesine öncülük etti. Celal Deriş’in oğlu Etem Derviş Deriş, haksız rekabet ve sınai mülkiyet alanlarında uzmanlaşıp bu uygulamaları İkinci Dünya Savaşı sonrasında daha da geliştirdi. Hukuk davaları ve sözleşmeli konular dahil her türlü hukuki hizmeti sunan hukuk bürosunun yanı sıra, 1959’da fikri ve sınai mülkiyet alanında hizmet vermek üzere Deriş Patent ve Marka Acentalığı kuruldu. Etem Derviş Deriş’in oğlu M.N. Aydın Deriş, 1971’de firmaya katılırken, Aydın Deriş’in yeğenleri olan N. Serra Coral ve Kerim Yardımcı fikri mülkiyet haklarına bağlı aile geleneğini 4. kuşağa taşıdı. 


Uluslararası Marka Birliği (INTA) ve Fikri Mülkiyet Hakları Derneği (AIPPI) üyesi Deriş’in hizmet verdiği müşterilerin yüzde 90’ı yabancı. Deriş; telekomünikasyon, kimya, farma, gıda, tütün ve lüks tüketim başta olmak üzere birçok alanda faaliyet gösteren firmalara danışmanlık hizmeti sunuyor. 


Şirketin 4. kuşak temsilcilerinden Deriş Patent ve Marka Acentalığı Yönetim Kurulu Üyesi Serra Coral (üstte), Türkiye’de insanların markasını tescil ettirmeye çalıştığını, ancak markanın ticari değere dönüştürülmesiyle ilgili bilinç eksikliği olduğunu belirterek, “Benim marka, patent tescilimin olmasının önemi yok. O belgenin bir değeri varsa, ondan ticari bir değer elde ediliyorsa anlamı vardır” dedi. 


Türkiye’de patent lisanslamasından para kazanan şirket sayısının yok denecek kadar az olduğunu ifade eden Coral, herkesle aynı ürün üretimi yaparak katma değer elde etmenin mümkün olmadığını söyledi. Türkiye’nin, patent ve teknoloji üretme konusunda henüz işin başında olduğunu belirten Coral, 2023 için hedefl enen Türkiye’den 10 küresel marka çıkarmanın Türkiye’de fikri ve sınai haklara bakışın değişmediği sürece mümkün görünmediğini savundu. 


İlerleme Raporu’nda Türkiye’deki bilince dikkat çekiliyor 


Deriş Avukatlık Ortaklığı avukatlarından Okan Çan da Gümrük Birliği ile birlikte çok sayıda firmanın sektöre girdiğini anlattı. Fikri ve sınai haklar alanının; taklit markalı ürünler ile sınırlı olmadığını, yeni teknolojilerin patentlenmesi, lisanslaması, telif haklarının korunmasına kadar çok sayıda konuyu da ilgilendirdiğini ifade den Çan, AB İlerleme Raporu’nda, Türkiye’de fikri ve sınai hakların etkin koruması için bilincin arttırılması konusunun yer aldığına dikkati çekti. 


Okan Çan, Türkiye’de fikri ve sınai haklar mevzuatının 1995’te Gümrük Birliği’ne adaylıkla birlikte alelacele kanun hükmünde kararname olarak çıkarıldığını, daha sonra bazı maddelerinin Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildiğini hatırlattı. Yeni düzenlemeler içeren tasarının Meclis’te beklediğini belirten Çan, KHK'de değişiklik yerine AB mevzuatını da dikkate alan yeni bir kanun çıkarılması gerektiğini söyledi. Çan, S&P’nin ilk 500 şirkette yaptığı çalışmaya göre, 1975’te yüzde 17 olan gayrimaddi hakların 2010’da yüzde 80’e yükseldiğini belirtirken, bunun da inovasyon ve onun bir uzantısı olan marka, patent, tasarım, know how ve ticari sırların önemine işaret ettiğini ifade etti.


Türkiye’de patent başvurusu da az, tescile bağlanma oranı da...

 


Deriş Avukatlık Ortaklığı avukatlardan Okan Çan, Patent İşbirliği Anlaşması uyarınca yapılan uluslararası çalışmaya göre, 2013 itibariyle Türkiye’nin 835 başvuru yaparken, bu rakamın ABD’de 7 bin 239, Japonya’da ise 43 bin 918 olduğunu bildirdi. Türk Patent Enstitüsü’ne (TPE) yapılan Türk ve yabancı başvurulara ilişkin araştırmanın sonuçlarına da değinen Çan, 13 Şubat 2013 raporlama tarihi itibariyle TPE’ye yabancılar tarafından 7 bin 56, Türkiye’den ise 4 bin 543 başvuru yapıldığını, yabancılar tarafından yapılan patent başvurularından 6 bin 791’inin, Türkiye’deki oranın ise yaklaşık dörtte birine denk gelen bin 25’inin tescile bağlandığını bildirdi. Çan, AB ülkeleri, İsviçre, İzlanda, Norveç, Sırbistan, Makedonya ve Türkiye’nin de dahil olduğu çalışmaya göre, 2014 yılı için inovasyona önem veren ülkeler arasında İsviçre’nin de ilk sıralarda yer aldığını, Türkiye’nin ise raporda “mütevazı inovatör ülke” konumunda sayıldığını söyledi.





Kaynak: Dünya / Yıldız Taşdelen Yerli

Yorumlar