Sürprizlere hazır olun...

Türk Ekonomi Bankası Genel Müdürü Ümit Leblebici’ye göre 2015 yılı da kendi içinde farklı zorluklar barındırıyor. Leblebici, sürpriz gelişmelerin yaşanabileceğini anlatarak 'yeni şartlar planlarda ani değişiklikler yapabilir' mesajı veriyor.

Abone ol
Abone ol Haberi dinle

Türk Ekonomi Bankası Genel Müdürü Ümit Leblebici, Türkiye’nin doğal ihracat pazarı Avrupa’da sorunların devam ettiğini belirterek “Eğer Avrupa’da ekonomiler canlanabilseydi Türk ihracatçısı için sorun olmayacaktı. Bu yıl Türkiye’nin rekabet avantajı sağlayabileceği bir strateji belirlemesi lazım. Her yılı şartlarıyla değerlendirmeliyiz. Bu yıl ihracatçıya kurdan biraz destek vermek gerek. Bu yıl kontrollü bir devalüasyon gerekecek” dedi.


Türk Ekonomi Bankası Genel Müdürü Ümit Leblebici, dramatik artışlar olmasa da tahsili gecikmiş alacaklarda hafif bir artışa hazırlanarak 2015 yılına girdiklerini söyledi. Leblebici, 2014’ün kendi içinde zorlukları olan bir yıl olduğunu ve yıl bittiği içinde sorunların bitmediğini belirterek “2015’e geçince o zorluklar bitmedi, devam ediyor. 2015 de hem iş adamları hem de bankacılar tarafından dikkatle yönetilmesi gereken bir yıl daha olacak. Hem jeopolitik hem de finansal pek çok farklı gelişme ile karşı karşıya kalabiliriz. Bu yıl kararlarımızı daha fazla ‘ince eleyip sık dokuyarak’ almamız gerekebilir. Hatta bazen planlarımızı, şartlar farklı geliştiği için değiştirmek zorunda bile kalabiliriz” uyarısını yaptı. Leblebici, enfl asyon tarafında piyasadan daha iyimser. 2015 yıl sonu enfl asyonunun yüzde 6 seviyesinde oluşmasını ve cari açığın milli gelire oranının da yüzde 5.5’larda oluşmasını bekliyor. Büyüme tarafında ise daha çok kaygılı.


Leblebici, makro ekonomik veriler tarafında beklentilerini anlatırken “2014’te Irak piyasası kötü gitmeseydi büyüme 4’e yakın olurdu. Büyüme daha çok yüzde 3’e yakın bir yerlerde çıkacak. Doların kuvvetlenmesi ihracat tarafında problem yaratabilir. Irak piyasası açılıyor diyoruz ama belirsizlikler devam edecek. Dolayısıyla biz büyümemizi öteliyoruz. Irak piyasasıyla ilgili yatırımlarda iş dünyası tedbirli davranıyor. Irak’ta yaşanan problemlerin aşılması ve ihracat yollarının açılması zaman alacak gibi. O zaman daralma 2015’te devam edebilir. İçeride de her sektörde kar marjları düşük. Herkesin kendine dönüp, verimlilik üzerine projeler yürütmesi lazım. Avrupa ülkelerinin ekonomilerine baktığınızda, dış talep açısından bizi desteklemiyor. Rusya karışık. Dış faktörler büyüme üzerinde baskı yaratıyor. Dolayısıyla büyük resim, büyümenin yarım puanda olsa 2014’ten daha düşük, yüzde 2.5-3 aralığında gelebileceğini gösteriyor. Negatif etkilere hazırlıklı olmak lazım. Bence her bankada bunu biliyor ve hazır” ifadelerini kullandı.


Bu yılın şartlarını farklı değerlendirmek lazım


Leblebici, “Biz her zaman dövizin yukarı çıkması kötüdür, devalüasyon diye bakarız ama bence bu yılın şartları farklı” diyerek şöyle konuştu: “Doların kuvvetlenmesi Türkiye’nin yurtdışında bazı piyasalarda rekabet avantajını kaybetmesine neden olabilir. Bizim rekabet avantajını kaybetmeyecek bir strateji belirlememiz lazım. Bu stratejide bana göre yavaş yavaş dövizi yukarıya alabilmektir. Bu sene cari açık ve özellikle de enflasyon tarafında Merkez Bankası’nın eli petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle rahat. Petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle enflasyona geçişkenlikten elde edeceği avantajı, kur tarafında kullanabilir. Eğer Avrupa’da ekonomiler canlı olsaydı, ihracatçı için pazar talebi kuvvetli olacaktı ve malını rahatça satabilecekti. Ama Avrupa piyasası sorunsal bir piyasa. Üstelik kuvvetlenen de euro değil, dolar. Burada bizim aleyhimize çalışan bir şey var. Bizim ithalatımız dolar, ihracatımız euro ağırlıklı. Onun için bu yıl biraz kontrollü devalüasyona ihtiyacımız olur.”


Döviz sepetinde ibre 2.50’nin üzerini göstermeli


Leblebici, “Kur hemen ihracata bire bir yansımaz. Çünkü esas problem daha verimli çalışmak ve katma değerli ürün üretmek. Fakat kur işin daha kötü çalışmasını engeller. Çok değerli TL, sıkıntıya sokabilir. Pazarlardaki resesyonu kurla dengelemek gerekir. 3-4 sene evvel olsaydı bu yorumu yapmazdım. Ama kur savaşlarından geçtik ve bu mekanizma hala çalışıyor. Her şeyi günün şartlarıyla değerlendirmek lazım. İhracatta dengeyi sağlamak için dolar/TL’de 2.30’un, euro-dolar sepetinde ise 2.50’nin biraz üzerinde olmak gerekir diye düşünüyorum. Yüzde 10-15 üstü 2015’te ihracat ve denge açısından bizi taşır diye düşünüyorum” açıklamasını yaptı.


Merkez’in faiz indirimi için eli daha rahat olur


Kurdan enflasyona olan geçişkenliğin 2014’te daha az olacağını öngören ve iç talepten yavaşlama sinyalleri geldiğine işaret eden Leblebici, faiz kanalını da dengelemek gerektiğini vurguluyor. Leblebici, “Faiz tarafında da açıkçası biraz daha elimizin rahatlayacağı bir dönem gelecektir diye bekliyorum. Öngörülebilir gelecekte sanki biraz daha faizde gidecek yerimiz var gibi duruyor. Koridor olarak baktığımızda yüzde 11’e yakın yerlerde duruyoruz. Önümüzdeki dönemde fonlama tarafında, koridorun ana faizi olan yüzde 8.25’lere doğru geliriz. Ondan sonrada ekonomik gidişata göre belki birer puan daha aşağıda olabilir gibi geliyor” diye konuştu.


Fiyat rekabeti ile alınacak yol kalmadı 


Leblebici, her sektörün çok düşük kar marjları ile çalıştığını, dolayısıyla herkesin daha nasıl verimli olabilirim diye dönüp iş süreçlerini tekrar tekrar incelediğini anlatırken “Yeni alternatif enerji yatırımları için arayışların arttığını görüyoruz. Bundan daha fazla fiyat rekabeti alınacak yol bence kalmadı. Onun içinde verimlilik konuşuyoruz. 2015 ve 2016 iş dünyası için yeniden yapılanma ile geçiyor olacak.


2016’dan sonra daha iyi büyümelere doğru gideriz. Türk ekonomisi çok esnek, dolayısıyla dar boğazları geçebiliyor. Bizim genişlemeye ihtiyacımız vardı. Likidite akarken bunu yaptık. Kapasiteleri artırdık. Şimdi bir kat daha yukarı gideceğiz. Bunun adı da verimlilik olacak. Bir sonraki adım ise inovasyon olacak” değerlendirmesini de yaptı. Sadece reel sektörde değil, bankacılıkta da karlılık baskısı olduğunu dolayısıyla finans sektörünün de karlılık baskısını verimliliğini artırarak çözmeye çalıştığını kaydeden Leblebici, “İnsanlar ev ödevlerini yapıp, dönüp iş süreçlerini yeniden kontrol ediyorlar. Nerede, ne kiralarla şube açılacağından başlayarak her kaleme dikkatle bakılıyor” dedi.


KOBİ'leri ihracatçı yaptık


Ümit Leblebici Türkiye ekonomisine ilişkin beklentilerini ve bankanın bakış açısını anlatırken bir anekdotu da paylaştı. Leblebici, “Uluslararası bir kredi derecelendirme kuruluşu ziyaretimize geldi. ‘Ekonomi daralıyor,siz en çok KOBİ kredisi olan bankalardan birisiniz.Sorun yaratmayacak mı?’ diye sordu. Kendilerine ‘Biz müşterilerimizle 10 yıldır çalışıyoruz. Biliyoruz, o günlerde gelecek. Hayatın akışı böyle. Ama biz KOBİ’leri ihracatçı yaptık. Sadece Türkiye ekonomisine bağlı değiller’ cevabını verdik. Hakikatten pek çok KOBİ müşterimizi ihracat ağırlıklı KOBİ’ler haline getirdik. Reel sektöre kullandırılan krediler içinde ihracat kredilerinin payı, sektörde yüzde 9-10 arasında değişir. Bizde yüzde 20’lerde” ifadelerini kullandı. Leblebici ayrıca sorunlu kredi rasyolarında da olası bir kötüleşmeye karşı hazırlıklı bir plan yaptıklarını da kaydederken “Tahsili gecikmiş alacaklarda 0.1, 0.2 puanlık risk maliyetinde artışlar beklenebilir. Ufak-tefek değişikliklerle bankaların daha fazla sisteme kredi vermesi sağlanabilir” yorumunu yaptı.


TEB, Anadolu'da, tarım ve dijitalde hızlı büyüyecek


Ümit Leblebici, TEB’in 2015 planlarını anlatırken yeni şube açma planında ağırlıklı olarak Anadolu’nun yer aldığını belirterek “Büyük şehirlerde iş yapış biçimimizi değiştireceğiz. Anadolu’ya daha fazla şube açarken büyük şehirlerde daha fazla dijital bankacılık yapacağız. Büyük şehirlerde küçük şubelerle yayılmaktan ziyade, daha fazla dijital kanallara yatırım yapmak gerektiğine inanıyorum.İşlemlerin yüzde 75’i artık dijital kanallardan yapılıyor. Bu oranı yüzde 90’lara çıkartmak istiyoruz. 2014 yılını 551 şube ile kapattık. 2015 yılında 20-25 şube daha açarız. Şubeleşmede şartlar gerektirirse daha hızlı da hareket edebiliriz. Ama şu andaki gidiş bizi verimliliğe odaklamalı. Şube başına yapılan iş hacmini artırmak daha öncelikli. Orta ölçekli bankaların şube başına iş hacimleriyle büyük bankalar arasında fark var. Bizim o farkı kapatmamız lazım” şeklinde konuştu. Önümüzdeki dönemde müşteriye daha hızlı ve daha kaliteli hizmet veren bankanın kazanacağının da altını çizen Leblebici, “Verdiğin her hizmeti çok hızlı yapabiliyor olmak gerekecek” dedi. Ödeme sistemleri tarafında üçüncü partilerle dijital yeniliklere odaklanmak istediklerini de aktaran Leblebici “Faturamatik ve Paypall ile anlaşma yaptık. İyi sonuçlar elde etmeye de başladık. Bu kanalları daha fazla büyütüyor olacağız” mesajını verdi.


Türk bankacılığında ölçeği kaçırdın mı, geriden yakalamak zor


Büyük bankalarla orta büyüklükte olarak tabir edilen bankaların aktif büyüklükleri karşılaştırıldığında, aradaki fark son dönemde açıldı. Leblebici’ye bu farkın önümüzdeki yıllarda nasıl bir gelişim göstermesi beklediğini sorduğumuzda "Önümüzeki 10 yıllık zaman dilimi içinde daha büyük bir birinci grup ve ikinci grup bankalar yumağı olur. Aradaki farklar tam kapanmaz ama makas daralır. Ama daha alt grupla da ara iyice açılır. Çünkü ulusal çapta bankacılık yapmak maliyetli bir iştir. Bir kere ölçeği kaçırdın mı, yakalamak zor. Türkiye'nin her yerinde hizmet veremeyen banklar için de ileride bir dezavantaj olur. Önümüzdeki 10 sene için yatırım yapayım da bundan sonra büyüyeyim demek de çok gerçekçi durmuyor. Dolayısıyla daha küçükler belki daha lokal odaklanmalara gidecek. Hacimsel olarak ilk iki grubun içinde olmak daha zorlaşacak" cevabını verdi.


Müşteri sayısı yüzde 10 büyüme gösterdi


Leblebici ‘Türkiye’nin en iyi bankasını yaratmak’ gibi bir hedefl eri olduğunu da kaydederek “Türkiye’nin en iyi bankası demek, ‘müşterisiyle, çalışanıyla iyi ilişkisi olan ve bunların rakamlara yansıdığı banka’ demek” ifadelerini kullandı. Leblebici, bankanın şimdiye kadar kurduğu, TEB KOBİ Akademisi, TEB KOBİ Danışmanlığı, TEB Girişim Bankacılığı, TEB Özel Melek Yatırım Platformu ve TEB Aile Akademisi’nin de bu anlayışın bir sonucu olduğunu anlatırken bunun rakamlara yansıması konusunda da “Müşteri sayımız 4.5 milyondu, şimdi 5 milyona yaklaştı. Çok iddialı bir hedefimiz var. 6-7 yılda 10 milyon müşteriye ulaşmak istiyoruz. Biz kendimizi ‘müşterisine katma değer yaratan bir banka’ olarak ayrıştırmak istiyoruz” dedi.


Türkiye'ye yatırım kararı verenlerde tereddüt yok


Fed’in faiz artırımından ziyade piyasadaki likiditeyi çekişinin gelişen piyasalar açısından sorun yaratacağını ama petrol fiyatlarındaki düşüşün Türkiye’yi portföy akımları tarafında şanslı kılacağını düşünen Leblebici şöyle dedi: “Piyasa, olay olduktan sonra değil, beklentiler oluşunca fiyatlıyor. Fed’in faiz artırım beklentisi tüm varlık fiyatlarına yansıdı diyemeyiz. Tecrübelerim diyor ki yüzde 65-70’lik kısmı yansıdı, yüzde 30-35 bilinmez bir kısım var. Öngörülebilir likiditenin maliyetinin artması, bizim gibi gelişen piyasalara sermaye akışının yavaşlaması sorunu ile karşı karşıya bırakabilir. Şu ana kadar Türkiye, petrol fiyatları düştüğü için fayda sağladı. Yatırımcılar, ‘Türkiye’ye yatırım yapayım mı, yapmayayım mı?’ tercihinde çok tereddüt içinde değilmiş gibi görünüyor. Petrol Türkiye’nin cari açığını düzelten bir faktör haline geldi. Bu da bizi makro göstergeleri iyiye giden ülke haline getirdi.”


Sektörüden büyüyeceğiz ki arayı kapatalım


TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici “Biz orta ölçekli banka olarak büyümekle yükümlüyüz” diyor ve hemen ekliyor: “Sektörün en az 2-3 puan üzerinde büyümemiz lazım. Şimdiye kadar bu strateji ile hareket ettik, önümüzdeki yıllarda da aynı planı sürdüreceğiz. Bazı ürünlerde yüzde 30 pazar paylarına ulaşsak da,TEB’in doğal pazar payı yüzde 4-5 arasında değişiyor. Bizim bu doğal pazar payını yüzde 5-6’ya taşımamız lazım.” Şimdiye kadar bankanın bilançosunu çok dengeli büyüttüklerini ve krediler cephesinde bireysel, kurumsal ve KOBİ kredilerinin her birinin üçte birlik bir paya oturttuklarını anlatan Leblebici, “Bu sene biraz daha fazla kurumsal odağımızı devam ettireceğiz. KOBİ bankacılığıbizim ana alanlarımızdan birisi. Türkiye’nin en iyi KOBİ bankası olduğumuzu düşünüyorum. Ama kurumsal bankacılık da TEB’in kökeni. TEB kurumsal bir banka olarak doğdu ve çok iyi bildiğimiz bir iş. Dolayısıyla kurumsal taraftaki kuvvetimizi devam ettirmemiz gerekiyor. Çok iyi bir nakit yönetimimiz var. Müşterilerimizle de çok iyi ilişkilerimiz var. BNP Paribas dolayısıyla da dünyanın her yerinde iş yapabilme kapasitemiz var. Şimdi iş yapma kapasitemizi müşterilerimize daha fazla taşıyor olacağız” diye konuştu.






Kaynak: Dünya

Kategoriler Ekonomi
Yorumlar