'İstanbul Finans Merkezi hızlıca devreye alınmalı'

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, ""İstanbul Finans Merkezi'nin hızlıca devreye alınması İstanbul için bir milat olacak. Dünyadaki sermaye akımının İstanbul üzerinden yön bulması, ülkemizde fona ulaşım maliyetinin azalması, hareketlendireceği hukuk, müşavirlik, medya, gayrimenkul ve eğitim gibi pek çok alt sektörle birlikte oluşturacağı istihdam hem şehrimize hem de ülkemize büyük katma değer sağlayacak" dedi.

Abone ol
Abone ol Haberi dinle

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, dizi, film, içerik, TV ve yapım sektörünün en prestijli fuarı olan MIPCOM 2019 kapsamında basın mensuplarıyla bir araya geldi. 

Şekib Avdagiç, İstanbul’da otel doluluk oranlarının arttığına dikkati çekerek, "Batılı turistlerin geri gelme oranı arttı. İstanbul’da otel birim fiyatlarında yüzde 27 artış var, döviz bazında. Doluluk oranlarında yüzde 87’ye geldik. Beklentimiz, tarihinde ilk defa İstanbul’a gelen turist sayısının İstanbul nüfusunu geçmesi. Bu psikolojik bir eşik olacak. Yani 2019 için 15,5 milyon turist gelecek. Şu andaki veriler onu gösteriyor" değerlendirmesinde bulundu. 

Türkiye Varlık Fonu'nun, İstanbul Finans Merkezi’ne ciddi bir kaynak aktarmaya karar verdiğini ifade eden Avdagiç, dolayısıyla İstanbul Finans Merkezi'nin, hızlı bir şekilde devreye alınacağını söyledi. Avdagiç, İstanbul Finans Merkezi'nin hızlıca devreye alınmasının İstanbul için bir milat olacağını vurgulayarak, "Dünyadaki sermaye akımının İstanbul üzerinden yön bulması, ülkemizde fona ulaşım maliyetinin azalması, hareketlendireceği hukuk, müşavirlik, medya, gayrimenkul ve eğitim gibi pek çok alt sektörle birlikte oluşturacağı istihdam hem şehrimize hem de ülkemize büyük katma değer sağlayacak" diye konuştu. 

"Türkiye en uygun maliyetli çıkış noktasında konumlanmış bir ülke"

 Avdagiç, komşu ülkelerle ticareti geliştirmek ve toplam ihracatının önemli bir kısmını bu ülkelerle yapmanın önceliklerden olması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: "8 ülkeye kara sınırımız var. Bu ülkelerin tüketim talebi neredeyse 250 milyar dolar. Hemen yanı başımızda duruyor. Biz bu 8 ülkeye 2018’de 19,6 milyar dolarlık mal satmışız. Yani toplam ihracatımızın yüzde 11,7’si. Bu ülkelerin toplam ithalatından aldığımız pay yüzde 8. Diğer yandan 510 milyonluk nüfusa, 17,5 trilyon dolarlık milli gelire ve 34 bin dolar kişi başı gelire sahip Avrupa Birliği (AB) ile ekonomik entegrasyonumuz var. Ancak bizim buraya yaptığımız ihracat geçen yıl için 84 milyar dolar oldu. Yani AB’nin toplam ithalatından aldığımız pay yüzde 4. Türkiye, doğudan batıya, kuzeyden güneye 27 trilyon dolarlık gelire sahip 1,7 milyarlık nüfusa erişim için en uygun maliyetli çıkış noktasında konumlanmış bir ülke. Bu avantajımızı çok daha iyi kullanmalıyız. Temel hedefimizi komşularımızın birinci ya da hiç olmazsa ikinci büyük sanayi ve tarım ürünü tedarikçisi olmak üzerine kurmalıyız. İkinci sırada da AB pazarına daha fazla nüfuz etmemiz önemli."

Türkiye'nin sanayi altyapısı ve sanayi ihracatının komşularından çok daha güçlü ve yüksek olduğuna dikkati çeken Avdagiç, "Ticaret dengesinin aleyhimize olduğu komşularımıza karşı verdiğimiz ticaret açığı ise bütünüyle enerji ithalatından kaynaklanıyor. Bunun yanında finans, kültür ve turizm, sanat, perakende alışverişte de Türkiye bir hub (faaliyet merkezi) olabilir" dedi.

"2020’de tempoyu hızlandırmak için çalışmaya devam edeceğiz"

 Avdagiç, son dönemdeki makro verilere bakıldığında ortada iş dünyasını umutlandıran bir tablo olduğunu belirterek, PMI verisinin eylülde 17 aydan sonra tekrar 50 eşiğine yükseldiğini, Avro Bölgesi’nde eylül ayı PMI verisinin 45,7 ile son 7 yılın en düşüğünde olduğunu anımsattı.

Uluslararası piyasalarda da Türkiye’nin büyüme tahminlerinin yükseldiğini aktaran Avdagiç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Önce OECD, 2019 yılı için öngördüğü eksi yüzde 2,9 büyüme tahminini, eksi yüzde 0,3'e yükseltti. 2020 yılında ise büyüme rakamının yüzde 1,5’i aşacağı tahminini korudu. Ardından rating kuruluşu Fitch 2019 için Türkiye büyüme tahminini eksi yüzde 1,1’den eksi yüzde 0,3’e yükseltti. 2020’de ise yüzde 3,1 ve 2021’de de yüzde 3,6 büyüyeceğini tahmin etti. Son olarak Dünya Bankası 2019 için daha önce eksi yüzde 1 olan rakamı sıfıra çekti. Ayrıca Türkiye ekonomisinden 2020 yılı için yüzde 3, 2021 için yüzde 4 büyüme beklediğini açıkladı. Bir başka rating kuruluşu Moody’s de Türkiye’nin yeni büyüme hedefleri ekonomik planındaki diğer öngörülerle uyumlu şeklinde bir yorum geçti."

Avdagiç, Yeni Ekonomi Programı'na işaret ederek, "Buradaki büyüme hedefleri 2019 yılı için yüzde 0,5, 2020-2021 ve 2022 için ise yüzde 5 olarak belirlendi. Bu anlamda OECD, Fitch, Dünya Bankası, hepsi Yeni Ekonomi Programı'nın ortaya koyduğu hedeflere yaklaşan revizyonlar yaptılar. Bu yılı pozitif büyüme ile kapatıp, 2020’de tempoyu hızlandırmak için çalışmaya devam edeceğiz." diye konuştu. 

 

Kategoriler Ekonomi
Yorumlar