ABD ekonomisinde "resesyon" ihtimali tartışılıyor

Küresel ekonomiye ilişkin yavaşlama beklentilerinin arttığı son dönemde ABD'de getiri eğrisinin terse dönmesi tahvil ve hisse senedi piyasasından kaçışı tetiklerken, bu durum ABD'de resesyon yaşanması ihtimaline ilişkin tartışmaları alevlendirdi.

Abone ol
Abone ol Haberi dinle

ABD'de başlayan ve tüm dünyaya yayılan küresel ekonomik
krizin ardından 11 yıl geçerken, yatırımcıların bu yıl yavaşlayan global büyüme
üzerine yoğunlaştığı görülüyor. Alınan tüm tedbirlere ve merkez bankalarının
destekleyici hamlelerine rağmen, ticarette artan korumacılık eğilimi, Brexit,
Çin ekonomisindeki yavaşlama, jeopolitik riskler ve ülkeler arası siyasi
gerilimler dünya ekonomilerinde büyümeyi yavaşlatıcı bir rol oynuyor.



Makroekonomik verilerin dünyanın en büyük ekonomilerinde
yavaşlamaya işaret etmesi ve uluslararası kuruluşların küresel ekonomiye
ilişkin büyüme tahminlerini düşürmesi sonrasında tahvil piyasasında getiri
eğrisinin gidişatı da yakından takip edilir oldu.



Tahvil getirileri ve vadeleri arasındaki ilişkiyi gösteren
getiri eğrisi, özellikle ABD ekonomisinde her resesyon öncesinde aynı eğilimi
gösteriyor. Bu kapsamda cuma günü ABD'de 3 aylık tahvil faizlerinin 10 yıllık
tahvil faizlerinin üzerine çıkması da ülke ekonomisinde yeni bir resesyonun
yaklaştığı sinyalini vererek tedirginlikleri artırmış ve hisse senedi
piyasalarında sert düşüş yaşanmıştı.



Mart başından bu yana düşüş trendi içinde bulunan ABD'de 10
yıllık tahvil faizleri, geçen hafta cuma günü yüzde 2,4180'e kadar gerilemiş ve
böylece 3 ay vadeli tahvilin getirilerinin altına inmişti. 3 ay vadeli tahvil
faizleri geçen hafta cuma günü yüzde 2,4660'tan yüzde 2,4530'a kadar
gerilemesine karşın, 10 yıllık tahvil faizlerinin üzerinde kalmıştı.



Söz konusu seyir pazartesi günü de devam ederken, 10 yıllık
tahvil faizleri yüzde 2,3770 ile Aralık 2017'den bu yana en düşük seviyeye
geriledi. 3 aylık tahvil faizleri ise pazartesi günü yüzde 2,4470 ile 10 yıllık
tahvil faizlerinin üzerinde kalmaya devam etti. Mevcutta 10 yıllık tahvil
faizleri yüzde 2,396 ve 3 aylık tahvil faizleri ise yüzde 2,432 seviyelerinde
bulunuyor. Kısa vadeli tahvil faizlerinin, uzun vadeli tahvil faizlerinin
üzerinde bulunması getiri eğrisinin terse dönmesine yol açarken, bu durum
ABD'de yeni bir resesyonun yaşanma olasılığının arttığı ve küresel ekonomideki
yavaşlamanın ciddiyetini koruduğu şeklinde değerlendiriliyor.



ABD verileri
büyümedeki yavaşlamayı destekliyor



Yatırımcı algısının bozulmasını beraberinde getiren tahvil
piyasasında getiri eğrisinin terse dönmesi, ABD ekonomisinde hemen her resesyon
dönemi öncesinde gözlenen bir durum... Bu nedenle açıklanan verilerin ABD
ekonomisindeki gidişata ilişkin daha fazla sinyal alınması açısından önemi de
arttı. Bununla beraber hafta başından bu yana açıklanan veriler, ABD
ekonomisine ilişkin yavaşlama beklentilerini destekledi.



ABD'de cuma günü Şikago Fed ulusal aktivite endeksinin, salı
günü ise hem konut başlangıçları hem de Richmond Fed imalat sanayi endeksinin
beklentilerin altında kalması, ekonomideki yavaşlamayı teyit ederek
yatırımcıların algısının pozitife döndürme yönünde etkisiz kaldı.



Dün açıklanan ABD büyüme verileri de ülkede geçen yılın son
çeyreğinde yıllıklandırılmış gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 2,2'ye
gerilediğini gösterdi. Ülke ekonomisi 2018'in 3. çeyreğinde yüzde 2,6 büyüme
kaydetmişti.



Uzmanlar ikiye
bölündü



İçinde eski ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Janet Yellen'ın
da bulunduğu bazı ekonomistler, terse dönen getiri eğrisinin faiz indirimi
ihtiyacına işaret ediyor olabileceğini, her seferinde bir resesyon olasılığının
yaklaştığı olarak değerlendirilmeyeceğini belirtiyor. Zira ABD Merkez Bankası
(Fed) de iki yıldır süren faiz artırımı hamlelerinde daha temkinli davranacağı
mesajını vermiş, bu yıla ilişkin faiz artırım sayısı beklentileri düşmüştü. Söz
konusu gelişme de bu ekonomistlerin görüşünü destekler nitelikte bir gelişme
olarak öne çıkıyor.



New York Fed Başkanı John Williams da 2019 veya 2020'de bir
resesyon yaşanma olasılığını yüksek görmediğini, getiri eğrisinin terse
dönmesinin geçmişte hep resesyona işaret etse de bugün aynı şeyin söz konusu
olamayabileceğini belirterek, Yellen'ın görüşüne benzer ifadeler dile getirdi. Bazı
ekonomistler ise getiri eğrisi ile ABD'deki resesyon dönemleri arasındaki
ilişkiyi incelediğinde, resesyon ihtimalinin fazla olduğuna ilişkin sonuçlara
ulaştığını ifade ediyor. Elde edilen sonuçlara göre, gelecek 12-18 aya arasında
ABD'de resesyon görülmesi olasılığı yüzde 40 ila 60 arasında bulunuyor. Bu
durum karşısında Fed'in faizlerde indirime gideceğini düşünen ekonomistler,
Fed'in Aralık 2019'a kadar faiz indirimine gitmesi ihtimalini ise yüzde 79
olarak değerlendiriyor.



Tüm bu gelişmelerin yanı sıra Çin ile ticaret savaşı, Brexit
ve küresel ekonomideki yavaşlama gibi olumsuzlukların da ABD'nin resesyon
sürecine girmesini destekleyecek önemli faktörler olarak öne çıkıyor.



Resesyon ve sonuçları



Genel olarak ekonomik aktivitelerdeki gerileme resesyon
şeklinde tanımlamaktadır.



Birçok ekonomist ve iktisatçı, GSYH'da bir gerileme
olmaksızın ekonomik faaliyetlerde yaygın bir gerileme yaşanmasının çok düşük
bir ihtimale sahip olduğunu belirtmiştir. Bu da resesyon tanımı için
iktisattaki genel eğilimin, reel gayrisafi yurt içi hasıladaki artışın arka
arkaya iki dönem negatif değerini alması şeklinde oluşmasını beraberinde
getirmiştir.



Bir ekonominin darboğaza girmesi olarak da nitelendirilen
resesyon durumunda, ekonomik genişleme yavaşlar ve giderek negatif değerlere
kayar. Bu durumdaki ekonomide istihdam düşmeye başlar ve genel fiyatların
artışında da bir yavaşlama olur. Bu düşüş de tüketicilerin tasarruf ve harcama
eğilimlerini etkiler.

Kategoriler Dünya Piyasaları
Yorumlar