Damla Kent Sertifikaları yatırımcısını ilk üç günde üzdü!

TOKİ ve Emlak Konut iş birliğinde geliştirilen Damla Kent projesine ait gayrimenkul sertifikaları borsada işlem görmeye başladı. Halka arzda yoğun ilgi gören sertifikalar, ilk üç işlem gününde değer kaybı yaşadı.

Abone ol
Abone ol Haberi dinle

TOKİ ve Emlak Konut iş birliğiyle Başakşehir’de hayata geçirilen Damla Kent Projesi’ne ait gayrimenkul sertifikaları halka arzın ardından borsada işlem görmeye başladı. Ancak 14 Ağustos’ta başlayan ilk işlemlerden bu yana sertifikalarda düşüş eğilimi dikkat çekiyor.

7,59 liradan halka arz edilen sertifikalar, üçüncü işlem gününde de değer kaybını sürdürerek dün yüzde 2’nin üzerinde gerileme ile 7,33 liradan işlem gördü. Piyasa yapıcılığını üstlenen Halk Yatırım, sertifikalarda en güçlü alıcı konumunda yer aldı. Toplam 2,82 milyar lotun halka arz edildiği süreçte Halk, Ziraat ve Vakıf Yatırım üçlüsü yaklaşık 1,8 milyar lot ile en büyük paya sahip bulunuyor.

Sermaye piyasaları danışmanı Yunus Kaya, gayrimenkul sertifikalarının hisse senedi gibi görülmemesi gerektiğini belirterek yatırımcıların bu ürünlerden hisse performansı beklememesi gerektiğini vurguladı.

Yoğun Talep, Zayıf Fiyat Performansı

Gayrimenkul sertifikalarının halka arzı 4-8 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirildi. Piyasa değerine göre yüzde 24 iskonto ile yatırımcılara sunulan sertifikalara 1,87 kat talep gelirken, toplam halka arz büyüklüğü 21,4 milyar lira oldu. Talep eden yatırımcı sayısı 767 bini aşarken, dağıtım yapılan yatırımcı sayısı ise 726 bin 719 oldu.

14 Ağustos’ta borsada başlayan işlemlerle birlikte fiyatlarda düşüş gözlendi. Sertifikaların 3 Eylül 2029 tarihine kadar borsada işlem görmesi planlanıyor. Projenin 2029 Şubat’ında tamamlanmasıyla birlikte elinde yeterli miktarda sertifika bulunduran yatırımcılara daire teslim edilecek, yetersiz kalan kısımlar ise satışa çıkarılarak masraflar sonrası itfa fiyatı üzerinden yatırımcılara ödeme yapılacak.

Kamu Kurumları En Büyük Pay Sahibi

Piyasa uzmanlarına göre sertifikaların takas dağılımında kamunun payı oldukça yüksek. Güncel verilere göre sertifikaların yüzde 43’ü Halk Yatırım’ın, yüzde 11’i Ziraat Yatırım’ın, yüzde 10’u ise Vakıf Yatırım’ın elinde bulunuyor. Böylece sertifikaların yaklaşık yüzde 63’ü kamu kurumlarının kontrolünde. Uzmanlar, kamu kurumlarının bu yüksek sahiplik oranının hem kendi yatırımlarından hem de müşterilerini yönlendirmelerinden kaynaklanabileceğini değerlendiriyor.

GYO ve Fonlardan Katılım Yok

Uzmanların dikkat çektiği önemli bir nokta ise şu: Gayrimenkul sertifikalarında şu an hiçbir GYO (Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı) ya da gayrimenkul fonu yatırımcı olarak yer almıyor. Oysa bu tür kurumsal yatırımcıların sürece dahil olması gerektiğini vurgulayan piyasa analistleri, sertifikaların fiyat hareketinin hisse senetlerine göre daha yavaş olacağını belirtiyor.

Uzmanlara göre sertifika fiyatları teorik olarak Merkez Bankası konut fiyat endeksine paralel hareket etmeli. Dolayısıyla fiyatlamanın kısa vadeli dalgalanmalardan ziyade konut değerlerindeki değişimle şekilleneceği ifade ediliyor. Sertifikaların önümüzdeki dört yıllık dönemde dalgalı seyir izleyebileceği, hatta fiyatın 6,5 liraya kadar gerileyebileceği öngörülüyor.

Türkiye’de Gayrimenkul Sertifikalarının Geçmişi

Türkiye gayrimenkul sertifikalarıyla ilk kez 1989 yılında tanıştı. TOKİ’nin öncülüğünde İstanbul Halkalı konut projesinde hayata geçirilen ilk uygulama, yüksek ihraç fiyatları, enflasyonun üzerinde getiri sağlamaması ve uzun vade nedeniyle beklenen ilgiyi görmedi.

1996’da İstanbul Ataşehir’de Emlak Bankası tarafından ihraç edilen sertifikalar da benzer sebeplerle yatırımcıların ilgisini çekmedi. En son 2017’de TOKİ-Makro İnşaat iş birliğinde gerçekleştirilen Park Mavera III projesinde sertifikalar piyasaya sürülmüş, ancak piyasa yapıcısı olmadığı için fiyatlar hızla gerilemiş ve yatırımcı güveni zedelenmişti.

Damla Kent Projesi ise bu açıdan farklılık gösteriyor. Zira bu kez Halk Yatırım piyasa yapıcılığı üstlenerek fiyatlarda aşırı dalgalanmaların önüne geçmeyi hedefliyor.

Özetle:

Damla Kent sertifikaları yoğun talep görerek halka arz edilse de, borsada ilk günlerinden itibaren değer kaybı yaşıyor. Kamu kurumlarının yüksek pay sahipliği dikkat çekerken, GYO ve fonların sürece dahil olmaması piyasada tartışma konusu. Uzmanlar, sertifikaların kısa vadeli bir yatırım aracı değil, uzun vadeli konut fiyatlarına bağlı bir enstrüman olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.

Kaynak: Ekonomim / Şebnem Turhan

Yasal Uyarı Notu: Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Kategoriler Borsa Hisse Yorumları
Yorumlar